Kendimizi anlama sürecinde “Rüyalar”
☯️Bilinçdışı bir tiyatro gibidir. Bilinçdışı dış dünyadaki temsilleri içerir. Dış dünyadaki temsiller iç dünyamızda bulunur. Bir şeyin temsili gerçekte olandan farklıdır.
☯️Anne baba temsiline imago denir. Gerçekte olanın kendisi değildir. Gerçekte olandan farklıdır. İç dünyamızda kavramları esnetip, değiştirebiliriz.
☯️Bebeklerde iç dünya, dış dünya ayrımı gelişmemiştir. Bebeklikte ve ergenlikte ayrışma hızlı olur.
☯️Bebek eğer uygun ilişkisel ortamda değilse, ruhsal zenginliğin simgeleşmenin çalışmadığı durumlarda düşünme yetileri yalpalanır.
☯️Kendine ait bir dünyaya ait olamayan, dış dünyayla kendini sınırlayamayan bir süreç gerçekleşir.
☯️Bebek dünyadan aldığı verilerle kendine ait bir dünya kurar. İçimizde ne olup bittiğini anlamadığımız bir dünya var.
☯️Bu dünyayı biraz tanıyabildiğimiz yerler rüyalarımız. Bizim yaşadığımız şeyin bizim olması için “öznelleşmesi” gerekir. Deneyim ilişkilerin öznelleşmesi için önemlidir.
☯️Travma ya da sorunlu hikayeler olduğunda anılar öznelleşmiyor, işlenemiyor ve sorunlar ortaya çıkıyor.
☯️Travma hep paketi kenara koyuyor işleyemeden. Rüyalar bizim sağlıklı olma mekanizmalarımız. Rüyalar bir daha, bir daha görülüyor, anlamlandırma çabasıdır. Burada amaç öznelleştirmek, simgeleştirmek ve işlemektir. Rüya deneyimleri işler.