Uzman Klinik Psikolog
Geldiğimiz ilk zemin, ilk güvenli bağımızı kurduğumuz yer doğadır. Bu yüzden aslında deprem olayları zeminin sarsılması gibi gözükse de aslında ilk güvenli bağımızın da sarsılması anlamına gelebilir. Doğa ile kurduğumuz ilişki bizim temellerimizi de anlatır; eğer çocukken çimlerde koşan bir çocuk ile, kumlardan korkan bir çocuğun doğa ile ilişkisi farklı olacaktır. Bu yüzden doğa ile …
Aslında yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle yeryüzünü sarsma olayına deprem diyoruz. Bugün bir deprem yaşadık. Dilerim herkes fiziksel olarak güvende ve iyidir. Depremler bireylerin kontrol duygularına bir müdahalede bulunurlar. Deprem ani, beklenmedik ve bizde çaresizlik, korku, üzüntü gibi duygulara yol açabileceği için travmatik deneyimler içinde sınıflanabilir. Herkesin depreme tepkisi farklı olabilir; kimi çok korkar, kimi önce …
Bazen hiç bir şey yolunda gitmez. Ne yaparsak yapalım her şey ters gitmeye programlanmış gibidir. Bu durumlarda kendimize ne iyi gelebilir onu düşünmek ya da yapmak iyi olabilir. Kim bilir kendimize iyi gelen şeyleri yapmayı ve kendimize iyi gelen şeyleri sürdürmeyi tercih ettiğimizde belki her şey yolunda gitmese de biz yolunda gitmemezlikten farklı bir durum …
Çocukluğumuzdan kalma bir aktivitedir yıldızları izlemek. Ama öyle herkesle izlenmez belki de yıldızlar. Belki de yıldızları bizim kadar seven birini seçerek izleriz. Olabilir. Aslında bir duruma atfettiğimiz değerle o durumda yanımızda bulunmasını istediğimiz kişilerin önemi paraleldir. Önemli bulduğumuz durumları önemli bulduğumuz kişilerle geçirmek isteriz.
Netflix’de yer alan Marie Kondo’nun belgeselini duymuş olabilirsiniz. Bu yazı aslında bir belgeselin ne kadar etkileyici olduğunu gösteriyor. Marie Kondo; evleri dağılmış kişilerin evlerini toplamaya yardımcı oluyor ama bir yandan da belgeselin psikolojik boyutunu anlatmak istedim. Marie Kondo yeni çocuk sahibi olmuş çiftlere, başka şehire taşınmış ailelere, eşini kaybetmiş kişilere yardımcı oluyor. Aslında Marie Kondo; …
Her insan bir hikayedir. Her insanın hayatında belli temalar ön plana çıkar. Her insanın belli kahramanları vardır. Her insan belli durumlardan hoşlanır. Her insanın hayat hikayesi farklı bir mekanda geçer. Sizin hikayeniz nasıl? Ya da hikayenizin nasıl olmasını isterdiniz?
Dün kum oyunu terapisi hakkında eğitime gittikten sonra zihnim semboller üzerinde düşünmeye devam etti. Aslında günlük hayatta doğada gördüğümüz canlılardan ilham alsak diyerek bu yazıyı yazıyorum. Mesela; deniz yıldızı! Deniz yıldızı ne kadar koparsa kopsun bazen o koptuğu yerden tekrar büyür ve iyileşir. Biz de denizyıldızlarından ilham alarak koptuğumuz yerlerden iyileşebiliriz bu deniz yıldızları kadar …
Bugün her zaman pozitif olmak zorunda hissetmemizi konuşalım istiyorum. Her gün bakımlı, süslü, neşeli, çalışkan olmamızın değer verildiği bir toplumda yaşıyoruz. Aslında böyle bir toplumda kendi duygularını özgürce yaşamak, bireysel olarak o an ne isteniliyorsa onu yapmak büyük bir özgürlük olabilir. Sürekli mutlu, bakımlı, neşeli, eğlenceli, arkadaş canlısı olmak zorunda değiliz. Üzülmeye, üstümüze dikkat göstermeden …
Bir haber sitesinde bir firmanın insanı olmayan iş koşulları ile çalışanlarını çalıştırdığını okudum. Açıkçası bu haber beni çok üzdü; o yüzden bu konu hakkında yazmak istedim. İş yerleri bizim hayatımızın geçtiği alanlardan biridir. Duygusal yaşamımız işten bağımsız olarak iş yerimizin koşullarından da etkilenir. Ekip olduğunun hissedilmesi; rekabetten çok işbirliğine yer verilmesi; duyguların paylaşıldığı ve işçi …
Wallace; bu kitapta Harry Stack Sullivan’ın hepimiz başka her şeyden çok insanız cümlesini alıntılıyor. Dinamik Psikiyatri kitabını; psikolog olmak isteyenlere öneririm. Bu kitap insanın çevresi ile olan ilişkisini çok güzel bir şekilde anlatıyor. Wallace; günlük hayatımızda bilincimizin dışında olanları net bir şekilde özetlemiş. Geçmişte yaşanılan olayların günümüzü nasıl etkileyebileceğini merak ediyorsanız size bu kitabı öneririm.