Merhaba! Hazır mısınız? Spor ayakkabılarınızı giydiniz mi? Bu yazımızda Roma’dan pek de uzak olmayan Castel Gandolfo’ya gideceğiz. Roma’ya trenle kırk dakika uzaklıktaki bu minik kasaba pazar kaçışlarımız için mükemmel! Castelli Romani yani Roma’nın 5 tane şatolarından biri olan Castel Gandolfo’yu gezmeye başlayalım. Birazdan müziğimiz de gelecek, hem okur hem dinlerken kafanız karışmasın diye öncelikle okuyun efendim. Size hem de gidiş dönüşün 6 euro tuttuğunu söylersem belki daha keyifle gidersiniz:)
Tren yolculuğumuz çok keyifli olacak Roma ve çevresi bölgesine özgü fıstık ağaçları bize eşlik edecek ve de kısa bir süre sonra zaten Castel Gandolfo’ya ulaşacağız. Tivoli’ye giden tren gibi bölgesel tren’e yani Treni Regionali’ye bineceğiz, biliyorsunuz ki; bu trenlerde koltuk numarası yok istediğiniz yere oturabilirsiniz, ayrıca prizlere güvenmeyin, yanınıza yedek power bank alın çünkü genelde bu trendeki prizler bozuk oluyor.
Castel Gandolfo’ya giderken gölün kenarında duracaksınız ve tren sizi bırakacak, şaşırmayın, olağanüstü gelmesin tam tamına gölün yanında ineceksiniz, Gölümüzün adı Nemi, Lago di Nemi, Castel Gandolfo zaten buraya bakıyor. Ben ilk trenden indiğimde büyülenmiştim resmen çünkü bana nedense İstanbul Boğazı rengini hatırlattı, çok az kalmıştı dönmeme ama denizin rengini özlemiştim.
Trenitalia’nın indiğim bölgesel treni, bu kadar trenlerle yolculuk yapınca kendimi küçükkenki trenlerimle oynuyor gibi hissediyorum 🙂
Gölün ne kadar yakınında durduğunu görmeniz için çektiğim fotograf 🙂 Ayrıca bu tren istasyonu aslında öyle bile denmez ama ara durak gibi bir şey çünkü katiyen bir istasyon belirtisi yok, bilet satma gişesi yok, oturmak için sadece 2 tane bank var resmen, ve tren duruyor siz iniyorsunuz hani çabuk olmanız lazım çünkü tek bir ben ve bir yaşlı amca inmişti trenden, ben indiğimde eyvah ben nereye geldim bile dedim o derece 🙂
Trenden inen yaşlı amca, başka inen yoktu ben de onu çektim 🙂
Şimdi efendim evet hepimiz macera severiz fakat Castel Gandolfo’ya gelenlerin ayrıca bir macera sevmesi gerekmiş, ben bunu oraya gitmeden bilmiyordum, gördüğünüz gibi aşırı yaya kaldırımı olmayan güvensiz bir yol bizi bekliyor, ve de hiç bir tabela yok gibi gelse de az sonra solda Centro yazan tabelayı görüp tırmanmaya başlayacağız.
Size boşu boşuna spor ayakkabılarınızı giyin dememiştim, bir amacım vardı çünkü baya yürüyeceksiniz hatta şehir merkezine çıkmak için tırmanacağız bile denilebilir! 🙂 Manzara efsane olduğu için en azından yürümeniz kolaylaşıcak, Nemi Gölü hele hava kararınca merak ediyorum. Buyrun size biraz manzara:) Arka plan müziği olarak da: https://www.youtube.com/watch?v=2DLnhdnSUVs
Castel Gandolfo’ya hoşgeldiniz! İlk geldiğinizde binalar biraz bakımsız gelse de, aslında gayet de bakımsız bir yer değil! Hatta bisiklet diyarı diyorum ben buraya, resmen İnstagram’ı seven insanlar buraya gelip her köşeyi çekebilirler, buyrun gezelim!
Nemi Gölü çok büyüleyici, bana bir kriteri hatırlatıyor, sanki bir volkanın içindeymiş gibi.
Hayatımda gördüğüm en güzel lambalı manzara.
Şuraya bir Melis çizelim, tek başına gidince insanın orada pek fotografı olmuyor, ancak var olan manzaralar ile yetiniyoruz.
Size Castel Gandolfo’nun bir bisiklet diyarı olduğundan bahsetmiştim, işte ilk adımları!
Kasabada ki her sokak göle açılıyor! O kadar küçük bir yer ki herkes birbirini tanıyıp selamlaşıyor!
Bisiklet cenneti Castel Gandolfo, yürüyüş yapmak, nehir ve dağ havası almak için mükemmel, Roma’nın kalabalıklığı sizi sıktıysa buyrun hemen!
Castel Gandolfo’nun sessizliği ve sakinliği o kadar hoş ki bana hep filmlerde gördüğümüz kovboy kasabalarını hatırlatıyor.
Kasabamızda bulunan büyük ihtimalle tek kilisemiz. İçimden kesin uzun yıllar arkadaşlık yapan kız ve erkek yolları ayrıldıktan sonra yolları kesişip bu kilisede de hayal ettikleri gibi evlenirler gibi geliyor 🙂
Şu an yazıyı yazarken yağmurun sesi ve yeşil çayın kokusu Castel Gandolfo’yla bir bütün oluştuyor, çünkü orası gibi huzur dolular.r
Tek hediyelik dükkanımız, ve bankamız 🙂 Burası resmen oyuncak bir şehir gibi minyatür ve tatlı. Castel Gandolfo manzaraları ile tekrar baş başa bırakacağım sizi, resmen hayalet kasaba gibi burası, tek tük insan seçiliyor. Sanki insandan çok bisiklet var gibi!:)
Artık Castel Gandolfo’dan dönüş vakti ve size tren istasyonuna bir adım kadar uzaklıkta beklediğimi göstermek istedim 🙂 Değil peronlar hiç bir şey yok burada.
Karanlık çökünce trenimde henüz gelmeyince biraz korkuyorum açıkçası fakat en sonunda trenime biniyor evime geri dönüyorum! Ayrıca söylemeyi az kalsın unutuyordum, tabi ki trene sadece ben bindim ve trende çok az kişi vardı, belki kendinizi bulmak isterseniz, ya da yalnız kalmak isterseniz Castel Gandolfo size iyi gelir!
Roma’ya Termini’ye geldik:)
Burası da benim evim ve benim odam 🙂 Diğer yazılarda görüşmek üzere!