🧠Dopamin salgılamanın ve dopaminin peşinden koşmanın teşvik edildiği bir dünyada yaşıyoruz.
🧠Biz dopamin peşinden koştuğumuz bir kültürdeyiz.
🧠En sonunda dopamin bizi başlangıçtan daha kötü hissettiriyor!
🧠Dopamin iki nöronlar arasındaki sinapslarda iletişimi kuran bir nörotransmitterdir.
🧠Dopamin motivasyon ve ödül için çok önemli bir nörotransmitterdir.
🧠Aynı zamanda bağımlı olduğumuz şeylerde çok dopamin salgılarız.
🧠Hoşumuza giden ya da bizim için ödüllendirici bir durumda dopamin salgılarız.
🧠Örneğin nikotin, çikolata yemek vb. dopamin salgılatır.
🧠Beynimizde dopamin için bir tahtarevalli olduğunu düşünelim.
🧠Bir taraf artan bir taraf azalan dopamin.
🧠Beyin onu eşit bir seviyede dengede tutmak için uğraşacaktır.
🧠Örneğin bir çikolata yediğimizde beynimizdeki tadın zevkiyle dopamin salgılanır ama beyin buna alışır ve daha sonra dopamin reseptörleri dopamini azaltır.
🧠Burada temel dengede olmayı sevmesidir.
🧠Yani sonra bağımlı olduğumuz maddeye etki olarak azalma olur, dopamin azlığı olur, çikolata yemezse geri çekilme, gerginlik, depresif semptomlar, uykusuzluk gibi semptomlar gözükülebilir.
🧠Hayatımızı zevk ve acıya göre ayarlarız mutluluğu arayıp acıyı azaltmaya çalışırız ama ne kadar bunu ararsak o kadar acı olur çünkü sistem homeostasisi arar, biz de acıyı ertelemek için uğraşırız!
🧠Çünkü pervasızca dopamin aramak bizim sürekli keyif aramamızı sağlar.
🧠Sadece alkol, sigara değil; marketing, reklamlar bizi dopamin üretmek için tasarlanmış ve yemek kültürü şeker ve yağ oranı olarak bizi bağımlılık olasılığı üretir.
🧠Bundan kaçmak zordur.
🧠Bunun temeli sınırsız kalite, sayısız yenilik, çeşitlilik, erişebilirlik ve teknolojik gelişmelerin 7/24 olması, her şeyin ulaşılabilir olmasıdır.
🧠Bu yüzden dopamin peşinde olmak, sürekli iyi oluş halini kovalamak gerçekçi değildir.
🧠Terapilerde konuştuğumuz gibi sürekli iyi olmak mümkün değil gerçekçi olan dengede olmaktır. ☺️
Referans: Anne Lembke. Living in a dopamine nation: The neuroscience of addiction.